gece ve ben

yüreğimde dinmeyen bir yara. dilimde ah. gecesi gündüze, gündüzü geceye karışmış bu dünyada, yetecek mi sevdam kıyama? kendi dünyamızın masalına dalmışken, putlaştırdıklarımızdan habersiz, yetecek mi gücüm zalimin yüzüne hakkı haykırmaya. bir gök gürültüsü bir deprem, şahlandırırken korkularımı aniden, kendime güvenin neresindeyim? dünyanın tüm ahlarını biriktirsem diyorum omuzlarım bu yükü taşımaya muktedir midir? ah sevdam hangi zindanlara kapatıldıysan benden habersiz şimdi halim harap. bu isyan dolu yüreğimden seni alı koyanların zulmü büyük. gecemdeki ben gündüzümde de ben olsam. şimdi aflarla dolu yüreğim, sabaha vardığında oflarla dolu bir dünya olacak biliyorum. biliyorum zor yaşamak. anladıklarımı yaşamanın neresindeyim? neresindeyim isyanın yada sevdanın? zalime zalim demek kadar kolay olsaydı zulmü durdurmak. söylesene inanmalı mıyım. her ortamda acısının reklamını yapan bir kişiye. inanmalıyım cehennemden korktuğu halde diline hakim olmayana? sevdanın yükü ağır... yüreğim bunu taşıyacak büyüklükte değil! deyipte içime bakıyorum yığınla boşluk, yığınla yaşanmamışlık. şimdi tutup çıkarsam yüreğimi. kızgın çöllere atsam. yaralasam sonra alıp bağrıma bassam anlar mıyım değerini? sonunda ulaşılmışlık varken kaç saat sürecek sevdamı taşıyan yüreğime olan muhabbetim. ardından yine yaşanmamışlıklar, yine vazgeçilmiş binlerce sevda dolu iş.ne zor yüreğinde olanı yaşayamamak. ne zor gülen bir bebeğin sesinde kendini bulmaya çalışmak. susmak. delicesi susmak vaktidir şimdi. susularak varılacak yolların umuduyla susmak. sevdamı haykıracak gücü bulacağım güne kadar susmak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cahit Koytak-Susma Sanatı

Yedi Güzel Adam

Anası Yok Çocuklar İçin Şiir