Yazarlar/Şairler/Dehalar Üzerine.
Merhabalar,
Bahsetmek istediğim konu sıradışı insanlar : Yazarlar, Şairler ve Dehalar.
Kabul edelim bir çoğumuz küçükken de olsa bir şekilde hayatımızın bir parçasında yukarıda bahsedilen üç gurubun içinde olmayı diledik lakin bakalım bu üç grubun içindeki insanlar o gruplarda olmayı istiyorlar mıydı?
Yazarlar, sıkıntılarını, aşklarını, özlemlerini, acılarını paylaşırlar insanlarla. Daha geniş bir özetle hayatlarını paylaşırlar. Okunurlar/okunmazlar ayrı mesele, ama göze almışlardır hayatlarının didik didik edilmesini. Her ne kadar "hayal ürünü" ibareleri olsa da kapaklarda, o romanların içinde "içleri" vardır aslında. Evet kahramanlar hayal ürünüdür belki ama o hayal de yazarın ürünüdür. Yani istesin veya istemesin her kitap yaşadığı bir dönemin duygu dökümüdür aslında yazarın. Ayrıca rica ediyorum dikkat edin, genelde pek bahsedilmese de kitap isteyerek yazılan bir unsur değildir. Kitap yazdırılır. Ya Gaddar üvey baba sebep olur buna veyahut ölümüne sevildiği halde buna karşılık vermeyen bir aşık, liste böyle uzar gider ama çoğu kitabın alt yapısında "tek başına kaldırılamayacak bir acının" yaşanmışlığı vardır. Yani yazmak için yaşamak gerekir. Bizim okurken içimizin parçalandığı şeyleri yaşamakta YÜREK ister.
Şairler, Basit düzeyde ele aldığımızda yazarlar ile ortak bir temele sahiplermiş gibi gözükse dahi ileri safhalarda olaylar onlar için çok daha farklı gelişir. Şiirler de yaşanmışlıkların dışa vurumudur farklı formlarda lakin şiirler hak edene açar kendilerini. Romanlar, kitaplar gibi açtığınızda ne olduğunu anlayamazsınız. Gerçek şiirler kilitli birer kutu gibidir ve onları ancak bahsedilen şeylerin yaşanmışlığına sahip olan insanlar sanki bir anahtarı deliğine sokar gibi kolayca açarlar (anlarlar).
Dehalar, Kendileri en çok imrenilip en istenmeyecek hayata sahip olan insan güruhudur. Bilmiyorum hiç düşündünüz mü dahi insanları sürekli icat yapmaya iten nedir, yani neden kısa yoldan zengin olup hayatlarını yaşamazlar, cemiyete katılmazlar veyahut insanlarla sıkı ilişkiler kurmazlar/kuramazlar, mutlu evlilikleri olamaz. Cevap aslında basittir. Onlar yapamazlar. Düzgün konuşamaz, insanlarla sıkı ilişkiler kuramaz, onları mutlu edemezler çünkü seviyeler çok farklıdır. Şu şekilde hayal etmenizde mahsur olmayacaktır zannediyorum. Bizler birer şahin veya tostos marka arabayız, onlar ise Ferrari veya Porsche. Kendimizi Porsche un yerine koyalım, depomuz dolu, motorumuz canavar. Ama şahinlerle aynı hızda gitmemiz, gaza basmamamız gerekiyor. Basarsanız polis(toplum) sizi yakalıyor veya damgalayıp iş görmez hale getiriyor.(Dışlıyor) Bu tip insanlar için bilim bir otoban, hemde hız sınırı olmayanından. Haliyle de Şahinler le birlikte gidilecek bir yoldansa, otobanı seçip yalnız ama gösterişli, başarılı bir hayat yaşıyorlar. Siz ise arkadaşlarınızla eğleniyor, geziyor, aşık oluyor, boş ama güzel vakitler geçiriyorsunuz.
Şimdi karar verin bakalım, imrenilen ama yalnız ve toplumsal anlamda başarısız bir hayat mı, yoksa her şeyin kararında yaşandığı averaj fakat mutlu bir hayat mı?
Bence ikincisi, Vesselam..
Bahsetmek istediğim konu sıradışı insanlar : Yazarlar, Şairler ve Dehalar.
Kabul edelim bir çoğumuz küçükken de olsa bir şekilde hayatımızın bir parçasında yukarıda bahsedilen üç gurubun içinde olmayı diledik lakin bakalım bu üç grubun içindeki insanlar o gruplarda olmayı istiyorlar mıydı?
Yazarlar, sıkıntılarını, aşklarını, özlemlerini, acılarını paylaşırlar insanlarla. Daha geniş bir özetle hayatlarını paylaşırlar. Okunurlar/okunmazlar ayrı mesele, ama göze almışlardır hayatlarının didik didik edilmesini. Her ne kadar "hayal ürünü" ibareleri olsa da kapaklarda, o romanların içinde "içleri" vardır aslında. Evet kahramanlar hayal ürünüdür belki ama o hayal de yazarın ürünüdür. Yani istesin veya istemesin her kitap yaşadığı bir dönemin duygu dökümüdür aslında yazarın. Ayrıca rica ediyorum dikkat edin, genelde pek bahsedilmese de kitap isteyerek yazılan bir unsur değildir. Kitap yazdırılır. Ya Gaddar üvey baba sebep olur buna veyahut ölümüne sevildiği halde buna karşılık vermeyen bir aşık, liste böyle uzar gider ama çoğu kitabın alt yapısında "tek başına kaldırılamayacak bir acının" yaşanmışlığı vardır. Yani yazmak için yaşamak gerekir. Bizim okurken içimizin parçalandığı şeyleri yaşamakta YÜREK ister.
Şairler, Basit düzeyde ele aldığımızda yazarlar ile ortak bir temele sahiplermiş gibi gözükse dahi ileri safhalarda olaylar onlar için çok daha farklı gelişir. Şiirler de yaşanmışlıkların dışa vurumudur farklı formlarda lakin şiirler hak edene açar kendilerini. Romanlar, kitaplar gibi açtığınızda ne olduğunu anlayamazsınız. Gerçek şiirler kilitli birer kutu gibidir ve onları ancak bahsedilen şeylerin yaşanmışlığına sahip olan insanlar sanki bir anahtarı deliğine sokar gibi kolayca açarlar (anlarlar).
Dehalar, Kendileri en çok imrenilip en istenmeyecek hayata sahip olan insan güruhudur. Bilmiyorum hiç düşündünüz mü dahi insanları sürekli icat yapmaya iten nedir, yani neden kısa yoldan zengin olup hayatlarını yaşamazlar, cemiyete katılmazlar veyahut insanlarla sıkı ilişkiler kurmazlar/kuramazlar, mutlu evlilikleri olamaz. Cevap aslında basittir. Onlar yapamazlar. Düzgün konuşamaz, insanlarla sıkı ilişkiler kuramaz, onları mutlu edemezler çünkü seviyeler çok farklıdır. Şu şekilde hayal etmenizde mahsur olmayacaktır zannediyorum. Bizler birer şahin veya tostos marka arabayız, onlar ise Ferrari veya Porsche. Kendimizi Porsche un yerine koyalım, depomuz dolu, motorumuz canavar. Ama şahinlerle aynı hızda gitmemiz, gaza basmamamız gerekiyor. Basarsanız polis(toplum) sizi yakalıyor veya damgalayıp iş görmez hale getiriyor.(Dışlıyor) Bu tip insanlar için bilim bir otoban, hemde hız sınırı olmayanından. Haliyle de Şahinler le birlikte gidilecek bir yoldansa, otobanı seçip yalnız ama gösterişli, başarılı bir hayat yaşıyorlar. Siz ise arkadaşlarınızla eğleniyor, geziyor, aşık oluyor, boş ama güzel vakitler geçiriyorsunuz.
Şimdi karar verin bakalım, imrenilen ama yalnız ve toplumsal anlamda başarısız bir hayat mı, yoksa her şeyin kararında yaşandığı averaj fakat mutlu bir hayat mı?
Bence ikincisi, Vesselam..
Yorumlar
Yorum Gönder