Kayıtlar

Temmuz, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Farklı Açılardan Gazze*

Selamun aleyküm, bu yazımızda kısa kısa çeşitli kesimlerin Gazze'deki zulme tepkilerini isim vermeden yazmaya çalışacağız. Siz tahmin etmeye çalışın lütfen.. *Filistin Osmanlı'ya ihanet etti, şimdi o yüzden bu halde. Siz hiç Arakan'da ölenler için Rabia meydanında eylem yapan yahut Doğu Türkistan da şehit olan kardeşlerimiz için üç gün yas ilan eden Filistin'i duydunuz mu?" ** Menderes hükümeti ağzını açamıyordu. Biz tüm Dünya'ya karşı sesimizi yükseltip kınıyoruz." *** İnsaniyet namına Filistin'deki (Sivil) ölümler durdurulmalı. **** Filistin'i boşverelim daha ülke içindeki problemlerimizi çözemedik. ***** Bir buçuk milyarlık müslüman topluluğu sekiz milyon nüfuslu İsrail'e karşı herhangi bir haraket yapmıyorsa ebabiller geldiğinde Beni israil i değil, bizleri taşlar.

senli arayışlar

senin için kendim olmaktan vazgeçtim demek istedim sana ürktüm çünkü kendi olmaktan vazgeçmiş birini dikkate almayacaktın. senin için kendi olmak özeldir. sen kendin miydin? diye sorayım dedim vazgeçtim sonuçta sana inanmayan birini de dikkate almazdın. şimdi kızdım kendime bir kaç saniyelik yalnızca niye dikkatini çekmeye çalışıyorum diye. burdan da bi kendimden kaçış çıktı işte. yaptığım şeylerin öznesi oldun olalı kendimle savaşıyorum. bir bakıma iyidir elbet ama çok yıprattığını söylemeliyim. nasıl bir yıpranış olduğunu bilmiyorum, bilsem bi çözüm yolu için yüreğimi sıvardım herhalde. her neyse kendi olmaktan vazgeçmiş birini dinlemeyeceğin aşikarken kendimi neyle yoruyum. merak etmiyor değilim acaba şuan da bunu okuyan okumayan haberi olan olmayan nice insan kendisi mi gerçekten. bilmem bir dizi izlerken oyuncular gibi değil de kendisi gibi mı bakıyor iki saat boyunca ekrana. ya da içine dönmüş bir çift göz kendisini gibi mi bakıyor yüreğine. kendin olmak nasıl bir duygu bilen ...

Haftanın Kitapları

1- Yedi Güzel Adam                          Cahit Zarifoğlu 2- Vatan Yahut İnternet                     Mustafa Kutlu 3- Davam                                          Necmettin Erbakan 4- Müslümanca Yaşamak                  Rasim Özdenören 5- İnsan                                            Ali Şeriati *okuduğunuz kitaplardan seçtiğiniz cümleleri bizimle paylaşabilirsiniz.

İzzeddin El Kassam Kimdir?

Resim
İsrail'İn Gazze'ye yönelik saldırılarıyla beraber İzzeddin El Kassam Tugayları ismi yeniden gündeme geldi. Peki, Hamas'ın askeri kanadına ilham kaynağı olan İzzeddin El Kassam kimdir? Britanya işgali altındaki Filistin'in bağımsız ve İslâmi bir ülke olması için ilk olarak harekete geçen İslam alimi ve vaizidir. İzzeddin el Kassam 1882 yılında Suriye'nin Lazkiye kasabasına bağlı Cebale köyünde doğdu. Dindar bir ailede dünyaya gelen Kassam'ın köy öğretmeni olan babası hayat görüşünün oluşmasında büyük rol oynamıştır. 14 yaşında köyünden ayrılarak Kahire'de El Ezher Üniversitesi'ne kaydoldu ve burada Müslüman Kardeşler Hareketi'ne katıldı. Hal ve hareketleriyle insanların teveccühünü kazanan El Kassam, daha sonra köyüne dönerek köyün camisinde imamlık yapmaya başladı. Vaazlarında İslâmî dirilişin ancak öze dönerek sağlanacağını, emperyalizmin en büyük düşman olduğunu dile getirdi. Kassam'ın ünü giderek tüm Suriye'ye yayılmaya başladı. 1911...

Anne

Resim
anne olmak, anne olmak, anne olmak... dedim ve en büyük suskunluğu yaşadım. kalbinde hem kocaman bir sevgi hem kocaman bir acı. ancak anne olunca anlaşılacak ne yüce bir duygu. tarifi imkansız ama tarifsizlik kabul etmeyen bir şey, anne olmak. En büyük yalnızlığı yaşarken bile hiç yalnız değilmişçesine şen olabilen.. en aç olduğu zaman da dünyaları yemişçesine tok olduğu çocuğuna ispatta zorlanmayan bir güçlülük. anne olmak... ne zaman değiştirebildi bu duyguyu, ne mekan. nasılda karşı konulmaz bir güce erişebiliyor bir anda, nasılda savunmasız ve güçsüz olabiliyor aniden. anne olmak... tarifi imkansız ama tarifsizlik kabul etmeyen. anne olmak...
Resim

Sevgili arkadaşım Şakir ve Mehmet

  1979'da edebiyat ve sanat dünyamızın belirgin özelliklerini fark edecek kadar edebiyatla ilgilenemedim. neler okudum bu yıl hatırlamak için oturup bir parça düşünmem gerekli. dergi olarak maverayı bile elimizden geçtiği halde doğru dürüst izleyemedim. bir iki dergiden bir iki yazı ve şiirdir okuduklarım. Yeni Devir'in sanat sayfalarını günlük gazete okuma sürati içinde gözden geçirdim. Neticede " Artık eskisi gibi edebiyatı izlemiyorum." demiyeceğim, zira hiçbir vakit bir edebiyat ve sanat izleyicisi olamadım. Ama yine de edebiyattan yorgunum.  Peki bu tür soruların, anketlerin muhatabı olması gereken kişiler nerede? Eleştirmenler. 79'da ne oldu, 69'da ne oluyordu izlemiş bilmiş olanlar. işi bu olanlar. Edebiyat dünyamız bu yönden pek fakir. Bakıyorsunuz ortada pek çok iş var. Yapacak insan yok. Bu nedenle sağdan say beş on, soldan say beş on kişi hem şair, hem hikayeci, hem eleştirmen, hem denemeci, hem tüccar, hem fıkra yazarı hem de (hatta) hamal.   B...

Belki Sen Benim Yerime

Resim
Belki Sen Benim Yerime belki birisi benim yerime sahilde oturuyordur  belki ben de onun yerine, rakımı 2 km'yi bulan bir kentte kan değerimi yükseltiyorumdur  ah şu gelemeyen günler  yalnızlığı yansız paylaşan günler  ben sahilde, sen denizden yüksekte bir yerlerde olduğun gün,  kıyamete yakın bir zaman olsa gerek.  2013 Apr. 4

şiir kampı

Resim
Resim
yazarlık kampı isteyenlere duyurulur.

Yazarlar/Şairler/Dehalar Üzerine.

      Merhabalar, Bahsetmek istediğim konu sıradışı insanlar : Yazarlar, Şairler ve Dehalar. Kabul edelim bir çoğumuz küçükken de olsa bir şekilde hayatımızın bir parçasında yukarıda bahsedilen üç gurubun içinde olmayı diledik lakin bakalım bu üç grubun içindeki insanlar o gruplarda olmayı istiyorlar mıydı? Yazarlar, sıkıntılarını, aşklarını, özlemlerini, acılarını paylaşırlar insanlarla. Daha geniş bir özetle hayatlarını paylaşırlar. Okunurlar/okunmazlar ayrı mesele, ama göze almışlardır hayatlarının didik didik edilmesini. Her ne kadar "hayal ürünü" ibareleri olsa da kapaklarda, o romanların içinde "içleri" vardır aslında. Evet kahramanlar hayal ürünüdür belki ama o hayal de yazarın ürünüdür. Yani istesin veya istemesin her kitap yaşadığı bir dönemin duygu dökümüdür aslında yazarın. Ayrıca rica ediyorum dikkat edin, genelde pek bahsedilmese de kitap isteyerek yazılan bir unsur değildir. Kitap yazdırılır. Ya Gaddar üvey baba sebep olur buna veyahut ölümüne se...

Doluluk, Boşluk Ve Şair

Resim
           Kendimizin serçe parmağından tutmak hayattaki boşluklarımıza bir alternatif olabilir diyorum. Doluluğumuzun da keyfini kaçıralım...  Ortalama bir unutkan umut kanatabilir boşluklarından. Doluluğumuzdan ve boşluklarımızdan endişe duymalıyız. Bir gün bu "çift" bizleri hantal ve durağan kılacak. Sorularımızdan, bir çok yöne ayrılmış endişelerimizden, patlak veren heyecanlarımızdan, ucu açık pamuksu acılarımızdan adam gibi bir boşluk toparlayamıyoruz. Doluluğumuz ve boşluğumuz hangi zamanımızda duygu, düşünce, ses, soluk, devrim üretimi yapıyor? Planlanmamış bir üretim iktisatçılara çile çektirebilir, ya şairlere?       Fabrikasyon bir şiirin robotumsu heyecansızlığıyla başa çıkamayan şairleri ele alırsak bulantı ekletilebilir şiir akımlarına. Şairler boşluktan, kapağı açık unutulmuş kanalizasyon deliklerinden, ağaç kovuklarından içeri dalarak; doluluğun, betonun, odunun tellerine dokunuşlarıyla bu boşlukları, delikler...

yaşa(ma)mak

yaşıyor musun diye sordum. öyle zannediyorum dedi. neye dayanarak öyle zannediyorsun dedim sesini duyabiliyorum dedi. iyi de ben yaşamıyorum ki rüzgar neye savurursa oraya gidiyorum. yönüm yok. varmak istediğim yer bu dünya da değil. olamaz da zaten. nasıl ağaçtan düşmüş bir yaprak savrulursa öylece savruluyorum. tutup da biri su vermeye kalkışıyor.saatlerce düşünüyorum. kime inanacağı bilmeyen biri yaşıyor olabilir mi. bakıyorum etrafımdaki insanlar yaşıyor gibi. inandıkları bir şeyler var. benim gibi saatlerce düşünme gereği duymuyorlar. bak sende düşünmedin yaşıyor musun dedim anında cevap verdin. sandın ki senden beklediğim cevap o ve bu yüzden yaşadığından eminken öyle zannediyorum dedin. hoşuma gideceğini düşündün ama gitmedi. hiçbir şey hoşuma gitmiyor bu aralar. verilen hiçbir cevap hoşuma gitmiyor. trilyonluk yerlerde yüzlerce lira verilerek yapılan iftarlar hoşuma gitmiyor. oturduğu o şaşalı masadan ramazanın güzelliğinin anlatılması hoşuma gitmiyor. her yerde gazze gazze...

Sonra

sonra bir bakmışsın bütün var bildiklerin hepten yok olmuş. belki de aslında yokluk hep varmışta biz inanmamışız ona; kandırmış, aldatmışız kendimizi. sevgiyi, hüznü, kederi, mutluluğu aslında hep ve sadece biz var etmişiz. peki ya sonra ne olmuş? hepimizin hayatında birden küçük bir kıyamet kopmuş. bir o yana bir bu yana savrulmuşuz. dönmüşüz, yuvarlanmışız, düşmüşüz... sonra toparlanmaya çalışmışız düştüğümüz yerden kalkmak için ve en güzel yalanı bulmuşuz kendimize: bir kere düştük, tozu toprağı yuttuk ya bir daha öyle kolay kolay düşmeyiz demişiz, kandırmışız kendimizi. sonra bir bakmışsın biz aslında hep yokmuşuz, aldatmaca, kocaman bir kandırmacaymışız. bedenimize söylediğimiz en büyük yalanmışız. sonra bir bakmışsın... R. BATTAL Menengiç dergi'nin ilk sayısından. YAŞAMAK

Müslüman Kürtlerin Mü'min Olma İhtimali Ne Kadardır!

İslâm dininin tasavvuf ve meta-fiziğinin 3 boyutu vardır ki bu üç boyut aynı zamanda İslâmın fizik'i söz konusu olduğunda da aynı önemi ihtiva ederler.: İslâm, İmân ve İhsan. Birinci boyut İslâmdır. İslâm; hakîkate teslim anlamına gelir ve hakîkate teslim olana Müslim denir. İmân; hakîkate amenna deyip O'nu âmel etmek anlamına gelir ve hakîkat i âmel eden Mü'min denir. Üçüncü boyut olan ihsan ise hakîkati en güzel (hüsn) şekilde âmel etmek demektir ki bu kişiye Muhsin denir. Üçüncü boyut olan ihsan şimdilik kalsın. Müslim kişisinin teslim olduğu hakîkati âmel etmesi için hangi toplumsal nizam ve siyasî şerait (şartlar) lazımdır? Evinde seccadesinin kapladığı alan kadar Müslüman olabilen bir kişi Mü'min olmaya ne kadar yakındır? Hucurât suresinin 14. ayetinde Allah bize İslâm (eslemnâ) ile İmân (âmennâ) arasındaki farkı belirtmiştir. Bu fark Müslim ile Mü'min arasındaki farka da işaret eder. Siyasî aklı seküler ve laik olan; toplumsal projesi son derece modernist o...

Ölümün nasıl geleceğinin cevap(sızısı)sızlığı.

Resim
Şu an sahilde değilim. Bundan dolayıdır ki sana bir dağdan yazıyorum. Sana dediysem sana değil, şu ânımı hissedemeyen ve belki uykuda, belki yalnızlıkta, belki kalabalıkta olan birilerine yazıyorum. Sadece bundan önceki cümle ile sorumlusunuz. Bense tüm şu saat atışlarından, kalemin seğirmesinden, iki posterin derdinden, sağ ayağımı sol bacağıma atışımdan, uykumun gelmesinden sorumluyum. Ne çok şey yazmak isterdim: Mesela bir ölüm nasıl gelir? Geceme gidebilecek gündüzlü bir konu. Sarı bir ders. Siyah bir sohbet. Ölüm uyuyor, bazen çok gürültüye göz kırpıyor ve ben bu kırpılışlardan âni bir nefes alışla, âni bir yaşamak isteği ile sıyrılıyorum. Bir gün bu sıyrılışım ruhumu bedenimden sıyıracak bir güçte olacak lâkin siz orada olamayacaksınız. Olsanız bile merak edeceksiniz ne var ne yok diye. Cevap veriyorum: Ben yokum, siz varsınız Hepinize meydan okuyorum Ama siz bana dua okuyun Vesselam.

geçiciyiz ama kurtulacağız

Resim
rüştü paşa'nın geçiciyiz ama kurtulacağız kitabından seçtiklerimiz. "lisan bilenin kral olduğu bir devre, kelime en etkili silahtır, yalnızca kelimeler binlerce yıl vurmaya devam eder, ediyor, büyük saldırı karşısında büyük adam yalnızca sakinliğini korur, büyük adam ima ederek konuşur, soyutlama yapar ve kaybeder, mutlaka kaybeder, ..." "modernite nedir, geleneksel olanın ortadan kaldırılması, tanrı'nın öldürülmesi, değerlerin yeniden oluşturulması oluyor, geleneksel olan ile tanrısal olan yerine, oluşturulanlar, değerler oluyor, işte bu.." "babam masal sessizliğinde konuşurdu, suskunluğu umut doluydu." "babam, bizim her şeyimiz var, oğlum, derdi, ben, babamın kalbi'ni göremedim." "insan en çok kendi varoluşunu inkar etmeye eğilimli bir varlıktır." "dostluk, entellektüel bir değiş tokuştan ibarettir, dostun dostundan beklediği yalnızca doğrulamaktır." "birey olarak var...

İletişim

bizimle iletişime geçmek için, insaniolandanislamiolana@gmail.com adresine mail atabilirsiniz. ayrıca youtube adresimizden https://www.youtube.com/channel/UCLlrGe5hF1LNCJ_-n5of4vg  takip edebilirsiniz. ve google+ dan https://plus.google.com/u/1/107443807291086409856/posts takip edebilirsiniz. ve facebook sayfamızı https://www.facebook.com/pages/Ya%C5%9Famak/656394047712176?fref=ts beğenebilirsiniz. siz yeter ki iletişime geçmek isteyin :)

Güney Kore/Filistin/İsrail (Günümüz Cihad'ı)

Resim
Son günlerde bildiğiniz gibi İsrail/Gazze çatışmaları yeniden başlamış, özellikle Gazze cephesinden çok sayıda şehit verilmiş ve çok daha fazla yaralanma olmuştur. İsrail'in kullandığı orantısız güce karşılık, el yapımı bombalarla İsrail'e karşılık vermeye çalışan Gazze cephesinin neden bu kadar güçsüz kaldığına dair çıkarımda bulunmaya çalışıcam inşallah. Yorum'a geçmeden önce aşağıda yıldız (*) ile belirtilmiş bilgilendirme notunu okumanızı rica ediyorum. (*)Kore  II. Dünya Savaşının  ardından Sovyet ve ABD'nin askeri güçlerinden  kurtuluşu ve işgalinden  sonra, Kuzey Kore ve Güney Kore'ye bölündü. Güney Kore ikinci bir  demokrasi  olarak 1948 yılında kuruldu..  (**) İsrail Devleti resmi olarak 1948 yılında kurulmuştur. Kaynak: Vikipedia.org -->Güney Kore Devleti 1948 yılında ABD'nin koruması altında kuruldu. Birçok kesimin o dönemdeki Güney Kore'yi (Köy) diye nitelediği çeşitli kaynaklarda mevcuttur. (Köy) olarak kurulduktan 66 yıl s...

ACZ/ Tepki

TEPKİ         Vurana vurursunuz. Vuramazsanız kaçarsınız. Kaçamazsanız eğer yersiniz dayağı. Fakat vurana vurmak imkanınız varken vurmuyor, üstelik kaçıp gitmiyor, üstelik de başınızı eğip darbeleri sinenize çekiyorsanız, size ne demeli?!        Körpe fidanı topraktan yolmak istediler, ama gelmedi. Eğmek istediler eğilmedi. Keçiyi boynuzundan tutup sürüklemek istediler, ayak diredi. Atı ürkütmek istediler, çifte attı. Köpeğin önünden kemiğini almak istediler, saldırıp daladı. Nehri yolundan çevirmek istediler, yoluna devam etti. Ama Sen!         Sana vursalar, vururdun. Eğseler eğilmezdin. Sürseler, sürülmezdin. Soysalar, soyulmazdın. Çevirseler, çevrilmezdin. Öyleydin ki assalar, ölmezdin. Ve Sen!         Bir getirene on verirdin. Komşu hakkı gözetirdin. Konu hak gözetmekse eğer imanlı imansız ayırmazdın.Evini rahatını döşeğini bırakır, çamlı dağları aşar, kızgın çölleri aşar, yaptığın işler gü...
Güllerle dolmadıkça günler, boşa geçmiş demektir ömürler.
Hadi gelin Almanya'nın Brezilya'yı nasıl yendiğini konuşalım. Nasılsa Gazze'de çocuklar hergün ölüyor.

Sevgi

6. sınıf öğrencisi Asude Nur Aydoğan'ın kaleminden: güzel bir kış günüydü. Halili babası okula bırakacaktı. yolda giderken bir kuş gördüler. kuşun kanadı kırık, zavallıydı. halil yardım etmek istedi. babasından habersiz avucunda kuşla okula gitti. okula geldiğinde halil, kuşa biraz yemek ve su verdi. sonra kuşu pencerenin önüne koydu. okul bittiğinde kuşu eve götürmek istedi. babasından habersiz avucunda kuşla eve gitti. eve geldiğinde annesine haber verdi. annesi kuşu aldı ve şöyle söyledi: -yavrum, bu kuşa yardım edebiliriz fakat onu evde besleyemeyiz, anladın mı? -ama, anne. -aması maması yok -üff, peki halil ile annesi tam yirmibir  gün kuşu evde besledi, kanadını iyileştirdi. yirmibir günün sonunda kuşu bırakmak için pencereyi açtılar. halil pek hüzünlüydü. kuşu çok seviyordu.onu bırakmak istemiyordu. ona çok bağlanmıştı. tam kuşu bırakıyordu ki, kuş konuştu ve şunları söyledi: -halil sana çok teşekkür  ederim. beni bulduğun an soğuktan ölmek üzereydim. ban...

sevgi

6. sınıf öğrencisi Rümeysa Pasin'in kaleminden: sevgi aslında arkadaşlıkların, dostlukların başlangıcıdır. iyi dostluklar kavgayla başlar diyorlar. ancak ben bu felsefeye inanmıyorum. iyi dostluklar sevgiyle, güvenle başlar. biz, herkesten önce kendimize saygı ve sevgi duymalıyız. yoksa kimseye sevgi duyamayız. mesela bir annenize bakın birde kendinize. arada dağlar kadar fark var. mesela annemiz bizim için bir günde fazlasıyla yorulurken, biz annemize bir bardak su getirmeye üşeniyoruz. Aradaki farka bakar mısınız? annemizin bize olan sevgi ve merhametine karşı biz üşengeçliğimizle annemize ne merhamet ediyoruz ne de yardım. aslında herkes birbirini sevip, saygı duysa ne dünyada kavgalar, savaşlar olur, ne de ülkede. unutmayın ki, birbirinize sevgi duyuyorsanız daima sevilen bir insan olursunuz. YAŞAMAK

Sevgili

   tarihçe: sevgili yalnız. ne ki görünüşte öyle. seven, yakınlardadır kuşkusuz. gizlenmiş sevgiliyi gözetlemektedir bir kıyıdan. aydır, tutar tam yüzünü bulur sevgilinin, kirpiklerinde göllenir. buna bir de afacan bir meltemin,örgülerle oynaşması eklenmez mi? ya yıldızların ufak ufak kümelenmelerine ne demeli?    bakın işte örgülerde açılıp saçıldı.    evet gece.    bizimkisi bir zaman saptaması işte hepsi o kadar:    yoksa sevgili ne denli yalnızsa, gece de o denli gece.    hem saçlarının karalığı yanında gece de kim oluyor! üstelik ne cürettir, yüzünün aydınlığında karanlıktan söz  açmak!     İlhami Çiçek     YAŞAMAK

GöğEkin

İlhami Çiçek anısına GöğEkin kitabından seçtiklerimiz. "göğe bezgin bakanların bir türlü öğrenemediği bir oyundur satranç" "yürümenin dışında bütün eylemlerin adı kaçış kaçış kaçıştır" "iyi bir oyuncu en çok atları sever" "sen ey atını kaybeden oyuncu bir ilkyazdan koca bir güz yontan adam bırak oyunu artık öyle bir ıssızlık düşle ki içinde yeryüzünü kişnesin bizim atlar" "dalgının ölüm karşısındaki sukuneti düşmana" "cinayetler de yeryüzüne paramparça dağılmıştır aşk ve umut dağılmıştır" "bir ara dilim sürçse de at kıskacını anlatsam" "hüzün yalındır-dağdan aparılmış kar toprakları gibi" "insan azar azar kopmuştur yalnız hüznü vardır kalbi olanın hüzün öylece orta yerdedir tuhaf bir yarma yaşanıyordur" "'ve sabır olmasaydı yeryüzünde birgün kalınabilir miydi?" "sınanan bir süreçtir ve atlar yanıldıklarında kaygan o karangu duvar...

gece ve ben

yüreğimde dinmeyen bir yara. dilimde ah. gecesi gündüze, gündüzü geceye karışmış bu dünyada, yetecek mi sevdam kıyama? kendi dünyamızın masalına dalmışken, putlaştırdıklarımızdan habersiz, yetecek mi gücüm zalimin yüzüne hakkı haykırmaya. bir gök gürültüsü bir deprem, şahlandırırken korkularımı aniden, kendime güvenin neresindeyim? dünyanın tüm ahlarını biriktirsem diyorum omuzlarım bu yükü taşımaya muktedir midir? ah sevdam hangi zindanlara kapatıldıysan benden habersiz şimdi halim harap. bu isyan dolu yüreğimden seni alı koyanların zulmü büyük. gecemdeki ben gündüzümde de ben olsam. şimdi aflarla dolu yüreğim, sabaha vardığında oflarla dolu bir dünya olacak biliyorum. biliyorum zor yaşamak. anladıklarımı yaşamanın neresindeyim? neresindeyim isyanın yada sevdanın? zalime zalim demek kadar kolay olsaydı zulmü durdurmak. söylesene inanmalı mıyım. her ortamda acısının reklamını yapan bir kişiye. inanmalıyım cehennemden korktuğu halde diline hakim olmayana? sevdanın yükü ağır... yüreğim b...
.İtibar dergisi temmuz sayısı çıktı.

seyir defteri

Resim
süleyman çelik'in seyir defteri kitabından seçtiklerimiz. "ben senden arta kalanım diyorum  bu şadırvanda ben de yıkanmalıyım" "kalbim açıldı sayfalara buruk bir akşamı sildim alnımdan yürüdüm deniz tuz ve toprağa" "git ve tanış yeryüzüyle derken şadırvanda ihtiyar omzumdan güven veriyordu eli git ve tanış yeryüzüyle. kar yağan ağaçlardan çiçek topluyordu sabırla uzak uzaklara baktı dalgın ve umutlu ve cesur seyrek sakallarından tuttu bakttı gözlerimden içeri git ve tanış yeryüzüyle aşkla ihanetle gururla alnını yüksek tut ve bağışla kıblende eğilsin  birtek başın sabırla atla taşları  tek tek ve sabırla at taşları  tek  tek." "bir adım daha dedim harabelerden sonra bir adım daha at sevgilinin gözlerini ara sevgilinin gözleri olmalıdır buralarda saçından teller eteğinden izler olmalıdır" "yalnız kaldım ve ürktüm ürktükçe çoğaldım çoğaldım b...
edebiyat ortamı dergisinin şiir ve öykü yıllıkları verdiğini biliyor muydunuz?

Ebabil

Resim
Ahmet VESKE'nin Ebabil kitabından seçtiklerimiz... "güneş yeryüzüne bitimsiz vururdu ve biz okul çıkışlarında şen çığlıklar atardık çocuksu gülücükler dağıtırdık kendimizce şimdiyse bir hüzün resmi kaldı elimizde." "bu hangi dağdan esen yel bize gurbeti bize hüznü getiren" bitkin bir eylül'üm üsküdar'da o eski çınarda parmak izlerim yaralıyım tenhalarda usulca ölüyor içimdeki çocuk bense hüznü avuçlarımdan içiyorum bu şehrin gitmeliyim oysa yüreğime gömmeliyim karasevdamı" " umutsuz ve muzmahil geldim kapına durdum divanına savur beni.   ebabil ilk taşı bana fırlat." "ebabil ipi çek azat kıl acılarımı." "ebabil bir parçam yusuf  bir parçam züleyha. yanlış yağmurları beklemekten uzak onarıyorum yüreğimi kanatarak." YAŞAMAK